tutukluluk beraat tazminat dava dilekçe örneği
tutukluluk beraat tazminat davası Hakkında Genel Bilgiler
Aşağıda sizin için hazırladığımız tutukluluk beraat tazminat dava dilekçe örneğini görebilirsiniz.
NÖBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
……………
DAVACI :
VEKİLİ : Av. Gonca AYAS KAMIŞLI & Av. Mehmet KAMIŞLI
DAVALI :
DAVA : ……….Sulh Ceza Mahkemesinin 14.01.2005 tarih ve 2005/16 Değişik iş sayılı tevkif müzekkeresinden dolayı, bireysel anlamda silah kaçakçılığı yapmak suçundan, …….. Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/63 esas sayılı dava dosyasından yargılanıp beraat ettiği ve bu dosyada 14.01.2005 tarihi ile 01.03.2005 arasında kaldığı tutukluluk süresinden dolayı 5.000 TL Manevi Tazminat 5.000. TL Maddi Tazminat talebine ilişkindir.
Olayın Açıklaması:
Müvekkilim ….. yukarıda açıklandığı üzere; silah ruhsatına haiz kişilerin kendisine verilen vekaletnameler çerçevesinde, silah devir işlemlerinin idari ve bürokratik işlemlerini yapmak konusunda silah sahiplerinden aldığı vekaletnamelere dayanarak ve kendisinin asker kökenli olup, uzmanlık alanına da girmesi nedeniyle söz konusu işi yaptığı sırada, yapılan bir asılsız ihbar üzerine, Ayvalık Jandarmasınca usul ve yasaya uygun olmayan arama yöntemleri ile hakkında soruşturma açıldığı, göz altına alındığı sürede usule uygun işlemler yapılmadan, sonuçta, müvekkilin suç vasfının ve nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek, Nöbetçi Sulh Ceza Hakimi huzuruna çıkartıldığı ve bu suçlama nedeniyle tutuklandığı, daha sonra suçun vasıf ve mahiyeti itibariyle, Ağır cezalık suç nitelendirilmesi ile, …… Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı, yapılan yargılamalar sonucunda müvekkilin ……. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararında da ifade edildiği üzere, “Sanık N.İ.’nin ruhsatlı silahların kendisine verilen vekaletler doğrultusunda satışı hususundaki bürokratik işlemlerini yerine getirmek üzere iş takipçisi sıfatıyla hareket ettiği olayda silahlarının ruhsatlı oluşu, kendisine bu konuda verilen ruhsat sahiplerince düzenlenen vekaletnamelerin bulunuşu karşısında, gerek silah ticareti kastı, gerekse ruhsatsız silah taşıma kastının bulunmadığı görülmekle unsurları itibariyle oluşmayan suçtan Beraatine” karar verilmiştir.
A- Yargılama süreci öncesi ve yargılama süreci sonrasına ilişkin müvekkilimin söz konusu olay nedeniyle, haksız tutuklanması sonucu, değerlendirmeye esas alınmak üzere, iddialarımız:
1- Müvekkil N.İ. Türk Silahlı Kuvvetlerinde iyi bir sicille uzun yıllar Hava Astsubayı olarak görev yapmış, bu görev süreci içerisinde sicil amirleri ve komutanları tarafından takdirnamelerle ödüllendirilmiş ve olay tarihi öncesi de emekli olmuştur.
2- Müvekkil, aile bütçesine katkıda bulunmak ve piyasada taşıma ve bulundurma ruhsatlı silah sahiplerinin kendisinin bu konularda uzman ve güvenilir bir kişi olması nedeniyle, vekaletname çerçevesinde, silah ruhsatı çıkartmak isteyenlere, işin idari ve bürokratik prosedürü içinde işlemlere hız kazandırmak ve vatandaşların olabilecek yanılgıya düşmemeleri için yasal mevzuat çerçevesinde yardımcı olmaya çalışmıştır.
3- Hatta bu bağlamda, kendisinin, çevresinde son derece sevilen ve güvenilir bir kişi olması nedeniyle, bürokrasi içerisinde üst düzey kamu görevlilerinin dahi itimat ve güvenini kazanmış, bu şekildeki ruhsat çıkartılması ve emniyetle olan ruhsat işlemlerinde en küçük bir sorun çıkartmamış. İzmir ilinde güvenilirlik anlamında seçkin bir kişilik oluşturmuştur.
4- Müvekkil, halen bir banka sektöründe idareci olan eşi ve iki çocuğu ile birlikte …………………… semtinde yaşamını sürdürmektedir.
5- Aynı şekilde müvekkil, genç yaşta emekli olduktan sonra üretim anlamında toplumuna yararlı olmak ve kendi bireysel bütçesine katkı sağlamak amacıyla ………..semtinde olay tarihi öncesi ………… Bölgesi kaynaklı, zeytinyağı üreten değişik firmaların Zeytin ve Zeytinyağlarını pazarlamak üzere İzmir ilinde Bölge bayiliği almıştır.
6- Bunun yanında müvekkil, almış olduğu bölge bayiliği belgesi bağlamında bu konu ile ilgili olarak Türkiye genelinde ihalelere girmiştir. Bazı ihale sonuçlarını da edimlerini yerine getirmek suretiyle en iyi şekilde sonuçlandırmıştır.
7- Her nedense, müvekkil yargılama sürecinde tüm vekaletnameler çerçevesinde gerek vekaletnameleri ve gerekse ruhsatları ibraz ettiği halde, ……… Emniyetine, Mahkemesince, verilen ara kararı gereğince yazılan yazılarda cevaben, silahların emniyette kayıtlarının olmadığı şeklinde yazı yazılması ve konuyu müvekkilim tüm delilleri ile yansıtması ve mahkemenin ısrarlı tutumu karşısında yeniden olumlu bir şekilde cevapladıkları, ancak 3 yazışma sonucunda cevapladıkları bu nedenlerle de müvekkilin yargılanmasının süreci, makul bir sürede sonuçlanması gerekirken, idarenin bu tutumu nedeniyle yargılamanın uzamasına da neden olmuşlardır.
B– Yargılama öncesi ve yargılama süreci içerisinde müvekkilimin yaşadığı olaylar:
1- Müvekkil, zeytinyağı işi ile ilgili olarak tutuklanmazdan önce ……… firması ile şifai görüşmeler sonucunda, açtığı ihaleye girmek istemiş ve bu konuda tüm belgelerini hazır etmiş, ilgili firmaya kendi adına ihale dosyasını sunmuş, ihaleye katılanlar arasında en güçlü konumda olduğu halde, tutuklanması ve aynı günlerde tutukluluk şekli çarpıtılarak “silah kaçakçısı” suçlaması ile basına yansımış olması nedeniyle, ilgili firma müvekkilimin ihaleye katılma istemini bu nedenlerle ret etmiştir. Ayrıca bu tutumunu ilgili firma müvekkil tahliye olduktan sonra dahi sürdürmüştür.
2- Müvekkilin, ………bağlı ……….adasında bir yazlığı bulunmakta olup, bunun yanında mal alımlarına ilişkin ilgili firmalarla konuştuğu, buluştuğu ve şartname koşullarını yerine getirmesine ilişkin olarakta bölgenin ………. Bölgesi olması itibariyle, sıklıkla bu bölgelere gitmektedir. Yakalandığı yerde kendisinin sıklıkla gittiği geldiği, yol güzergâhı üzerindeki bir ilçedir.
3- Müvekkil, büyük bir olasılıkla herhangi bir vatandaşın bir silah ruhsatı çıkartılması konusunda bir usulsüz talebini yerine getirmemesi veya bilinemeyen bir nedenle dayanaksız ve asılsız bir ihbarla silah kaçakçılığı yaptığı ithamı ile Jandarmaya yapılan ihbar üzerine müvekkilimin her zaman ticari işlerinde kullandığı minibüsüne jandarmaca el konmuş ve arama yapılmıştır.
4- Müvekkilin, olaya uygun düşen samimi ve açık anlatımları, aracında iş sahiplerine ait yasal bir şekilde düzenlenmiş ruhsatnameler ve yine iş sahiplerince kendi adına tanzim edilmiş vekaletnameler olduğu halde, ön yargı ile ve alelacele tutulan tutanaklarla müvekkil suçlanmış ve yine bu deliller çerçevesinde müvekkilimin durumu değerlendirilmesi gerekirken, savcılık soruşturması sonunda müvekkil tutuklanmıştır.
5- Bu yetmezmiş gibi, müvekkil basın etiği de çiğnenerek ve henüz suçluluğu kesinleşmemiş bir kişi hakkında, bir çok gazete de “astsubayın cephaneliği”, “astsubayın silah deposu” gibi buna benzer deyimlerle müvekkilimin asker kimliği de hırpalanmak suretiyle, basına yansıtılarak, toplum içindeki kişilik ve onuru zedelenmiş manevi kimliği zarar görmüştür.
Beri yanda, hazırlık soruşturmasını yapanlarca C.Savcılığının özel bir izni olmadığı sürece müvekkilimin tamamen şahsı adına tanzim edilmiş dilekçemize ekli belgeden anlaşılacağı üzere, Türk Silahlı Kuvvetlerinin adına tanzim ettiği, kimlik kartının fotokopisi basına sızdırılarak ve kimliğin aynı şekilde gazetelere yansıtılmak suretiyle müvekkilimin şahsında askerlik kurumu da zedelenmiştir.
6- Müvekkil, toplam 47 gün tutuklu kalmış bu tutukluluk süresi içerisinde, destekten yoksun kaldığı için müvekkilin eşi çocukları ile ilgilenmek zorunda kaldığı için çalıştığı kurumdan sıklıkla izin almış, bu anlamda sıkıntıya girmiş, büyük üzüntü içinde çocuklarına kol kanat germiş, bu arada Üniversite sınavlarına hazırlanmakta olan küçük kızı, babasının tutuklanması sebebiyle, psikolojik deprasyona girmiş ve psikiyatri tedavisi görmek zorunda kalmıştır.
7- Müvekkil, yukarıda belirtmiş olduğumuz kişilik değerlerine sahip olması nedeniyle, haksız tutuklanmanın ve basında bu şekilde yanlış tanıtılması sonucunda mide kanaması geçirmiş ve acilen hastaneye kaldırılmak suretiyle tıbbı müdahale sonucunda 15 gün tedavinin ardından taburcu edilebilmiştir. Halende tedavisi devam etmektedir.
8- Bu süreler içerisinde, silah ruhsat sahiplerine karşı, silahların ruhsat işlemlerini bu olaylar nedeniyle yerine getirememesi sonucunda, ruhsat sahiplerine olayların açıklamasını yapmak zorunda kalmış, yüzlerce kez telefon etmiş bu bağlamda da ruhsat sahiplerine karşı zan altına girerek, manevi eziklik yaşamıştır.
9- Müvekkil, idrak sahibi ve belirli bir kimliğe erişmiş olması sebebiyle Jandarma soruşturması sırasında, Jandarma görevlilerince son derece özensiz ve fütursuz davranışlarına maruz kalmış, bu arada kendisinin hakkında, söz konusu araçtaki malzemelerin tespiti yapıldığı sırada asma ağaçlarına serpilen ve bir zirai ilaç olan kükürtü görmeleri üzerine, hiçbir araştırma çabasına girmeden, müvekkilime “sen eroin ve esrar ticareti yapıyorsun” diyerek bu konuda tutanak tuttukları, ancak kendisini tanıyan ve olayı duyması üzerine işlemlerin usulüne uygun şekilde yapılması, gerekli özenin gösterilmesi bağlamında bir üst düzey komutanın Jandarmayı bu konuda aydınlatması üzerine, kükürtün sıradan bir incelenmesi sonucunda esrar olmadığını anlamaları üzerine bu kez eroin ve esrar bulundurduğu şeklindeki müvekkilin gıyabında tutulan tutanak yırtılmış, bu kez silah kaçakçılığı yaptığı suçlaması ile tutanaklar hazırlanmıştır.
10- Olay öncesi müvekkilin telefonları ilgili savcılıktan bir dinleme kararı bulunmaksızın dinlemeye alınmış ve tüm aile konuşmaları banda alınmış, hukuk ve yasa dışı yöntemlerle müvekkilin bu anlamdaki manevi ve şahsına sıkı sıkıya bağlı kişilik hakları zedelenmek suretiyle, özel hayatın gizliliğine ilişkin yasal düzenlemeler ve uluslararası düzenlemelere aykırı davranılmıştır. Halende müvekkilimin telefonları hiçbir dinleme kararı olmadığı halde dinlenilmektedir.
11- Müvekkil sorgulama sırasında yanında avukat hazır edilmemiş, CMK’nun bu konudaki yasal zorunluluk yerine getirilmemiştir. Müvekkilimin telefonlarının dinlendiği jandarmanın tutmuş olduğu tutanak içeriğinde de “teknik takip neticesinde anlaşılması üzerine….” şeklindeki beyanlarında da açıkça anlaşılmaktadır. Görüldüğü gibi bu konudaki mevcut düzenlemeler ve hukukun evrensel ilkeleri açıkça ihlal edilmiştir.
SONUÇ VE İSTEM:
1- Müvekkil, yukarıda açıklanan olaylar nedeniyle, piyasada ticari itibarını kayıp etmiş, ilgili firmalar uzun bir süre kendisine mal alış veriş ve satışını durdurmuşlar, hiçbir ihaleye girememiştir.
2- Müvekkil, tutulan tutanaklardaki zorlama deyimler, basında yer alan ibareler ve haberler nedeniyle, manevi kişiliği zedelenmiş, ailesi büyük bir çöküntü içine girmiş kızı tedavi görmüş, kendisi mide kanaması geçirmiş, bu nedenlerle de, aile huzuru uzun bir süre bozulmuş ve şu anda geçirmiş olduğu bu olaylar nedeniyle toparlama sürecine girmiştir.
“Haksız bir yere bir insanın bir gün bile içerde kalmasının bedelini hiçbir devlet hazinesi ödeyemez” diyor.
Günümüzün evrensel İnsan Hakları kriterlerine göre bir insan için en temel yaşamsal unsur herşeyden önce adalet kavramının egemen olduğu bir ortamda yaşamasıdır. Bunun hissedilmediği ortamda ise adaletsizlik duygusunun egemen olacağı Mahkemenizin yüksek malumudur.
Bu itibarla; Müvekkilin
a– Gerek kendisinin ve gerekse aile bireylerinin maruz kaldıkları manevi acı ve ızdırapların onarılması için 5.000 TL manevi tazminat,
b- Tutuklu kalması nedeniyle, aile bireylerinin, aile reisinin tutuklanmasından kaynaklanan içine girdikleri ruhsal çöküntü sonrasında gördükleri tedavi, müvekkilin bu olaylar sebebiyle ağır bir mide kanaması geçirmesi ve halen tedavisinin sürmekte oluşu, aynı şekilde yargılama süreci içerisinde basında yer alan haberler nedeniyle ticari itibarını kayıp edip, ihalelere girememesi, bu sebeplerle de taahhüt altına girdiği çek ve senetlerini bankalardan kredi almak suretiyle kapatmak yoluna gittiği ve sonuçta işyerini kapatmak zorunda kalmış olması nedeniyle 5.000 TL maddi tazminatın CMK’nun 141. maddesi ve devamı maddeleri uyarınca talep tarihinden itibaren faizi ile birlikte Hazineden alınmasına,
c- Yapılan yargılama masraflarının ve avukatlık ücretinin Hazine üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ederim.
Saygılarımla.
Davacı Vekilleri
Av. Gonca AYAS KAMIŞLI & Av. Mehmet KAMIŞLI
(E-İMZA)