icra hukuku

İcra Hukuku

İcra Hukuku Nedir?

İcra hukuku ve iflas hukuku 2004 kanun numaralı 1932 yılında yürürlüğe giren birçok değişikliğe uğrayarak günümüzde kullanılan İcra ve İflas Kanunu çerçevesinde vatandaşların ifa edilmemiş borçları devlet vasıtasıyla tazmin ettirdiği alanın adıdır.

İcra ve iflas hukuku, iki ana alandan oluşmaktadır. Bunlardan ilki cüz’i icra, ikincisi ise külli icradır. Cüz’i icra da hem sübjektif hem de objektif açıdan cüziliğin olduğu genellikle alacaklı ve borçlunun tarafı olduğu dava açılmadan bile sadece o borç için takibin yapılması manasına gelirken, külli icra da ise borçlunun tüm alacaklıları, borçlu üzerinde hak sahibi olduğu mahkeme kararı üzerine verilen icra çeşididir. Cüz’i icra ilamlı ve ilamsız icra olarak ikiye ayrılmaktadır. Kamışlı Hukuk ve Arabuluculuk Bürosu olarak hem cüzi ve hem de külli icra takipleri yapmaktayız.

İlamlı İcra Nedir?

Hükmün taraflara verilen suretine ilam denmektedir. Taraflardan birinin mahkeme ilamına veya ilam niteliğindeki bir belgeye dayanarak ifa edilmemiş borcunu icra ettirmeye çalıştığı alandır.

İlamsız İcra Nedir?

Konusunu para, teminat alacağı ve kiralanın tahliyesi konularının oluşturduğu genel haciz yolu ve kambiyo senetlerine haiz haciz yolu gibi takiplerin yapılabildiği İcra ve İflas Kanunun 42. Maddesinden itibaren çeşitli maddelerde düzenlenen konu ilamsız icrayı oluşturmaktadır.

İlamsız icra, takip talebi ile başlamaktadır. İcra ve İflas Kanunun 58. Maddesinde düzenlenmektedir.

Takip talebinin ardından icra hukuku ödeme emri icra dairesi tarafından borçluya tebliğ edilmektedir. Ödeme emrine borçlu itiraz edebilmektedir. İtiraz ve diğer konularda icra hukukunda sürelere riayet edilmesi önemlidir. Çünkü itirazların süresinde yapılmaması birçok hakkın kaybedilmesine sebep olabilmektedir. Genellikle 7, 10 günlük süreler bulunmakla birlikte 6 ay ve 1 senelikte süreler bulunmaktadır. Bu süreler hak düşürücü süre niteliğindedir. Sürelerin kaçırılmaması ve usulüne uygun işlemlerin yapılması için Kamışlı Hukuk ve Arabuluculuk Bürosu olarak müvekkillerimize hizmetlerimize devam etmekteyiz.

İCRA HUKUKUNDAN KAYNAKLI DAVA TÜRLERİ

Kamışlı Hukuk ve Arabuluculuk Bürosu olarak, İcra Davaları konusunda Avukatlık hizmeti vermekteyiz. İcra Hukuku’ndan kaynaklı davalar, niteliği, başvuru yolları ve sonuçları bakımından çok çeşitli dava türlerinden olup, her dava türünün kendi içerisinde ayrı özellikleri bulunmaktadır. Uygulamada en çok karşımıza çıkan dava türleri aşağıda sıralanmıştır.

  • Alacak (Kira Alacağı)
  • Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)  
  • Amme Alacağı Takibinde İhalenin Feshi  
  • Borçtan Kurtulma Davası  
  • Haczedilemezlik Şikayeti  
  • Hisseli Malın Satış Şekli
  • İcra Emrine İtiraz  
  • İcra Takibine İtiraz  
  • İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)  
  • İcra Takibine İtirazın Kaldırılması  
  • İhale İle Satılan Yerin Tahliyesi  
  • İhalenin Feshi  
  • İhtiyati Haczin Kaldırılması  
  • İmzaya İtiraz  
  • İstihkak  
  • İstihkak İddiası Nedeniyle Takibin Taliki Veya Devamı
  • İstihkak (Taşınır Mal Haczinden Kaynaklanan)  
  • İtiraz  
  • İtiraz (İcra Takibine Gecikmiş İtiraz)  
  • İtirazın Kaldırılması Ve Tahliye  
  • Kambiyo Hukuku Şikayeti  
  • Kıymet Takdirine İtiraz  
  • Kiralananın Tahliyesi(İcra)  
  • Konkordato  
  • Meskeniyet İddiası  
  • Rehnin Kaldırılması Talebi
  • Sıra Cetvelindeki Sıraya İtiraz  
  • Şikayet
  • Şikayet (İcra Memur Muamelesini Şikayet)
  • Takas Mahsup Talebi  
  • Takibin Taliki Veya İptali  
  • Tanıma Ve Tenfiz  
  • Tazminat (Haciz İhbarına Karşı Yalan Beyanda Bulunma Nedeniyle)  
  • Tazminat (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)  Yargılanmanın Yenilenmesi  
  • Yetki İtirazı

HACİZ

Borçlunun haczedilebilir malları üzerine borca yetecek kadar kısmına hukuken el koyulmasıdır. Haciz işlemi icra müdürlüğü tarafından yapılmaktadır. Haciz işlemi yapıldıktan belirli bir süre sonra paraya çevrilme işlemi ve dosya durumuna göre sıra cetveli yapılması zorunludur. Yapılmadığı takdirde haciz kendiliğinden ortadan kalkmaktadır.

Günümüz ekonomik yaşantısında gerçek kişilerin ve ticari kuruluşların faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için finansman desteği almaları neredeyse bir zorunluluk haline gelmiştir. Tüketiciler ve ticaretle uğraşanlar, ihtiyaçları ve hizmetleri için; şahıslar, bankalar ve finans kuruluşlarından ödünç para, bono, çek ve sair ödeme belgeleri vermekte bazen de belge yanında karşılığında sahibi oldukları gayrimenkulleri teminat göstermektedirler. Ödünç alma veyahutta hizmet karşılığını vadeli ödemek isteyen Tüketiciler ve Ticaretle uğraşanlar, Gayrimenkulünü teminat olarak gösteren borçlu daha yüksek miktarda borç ve hizmet alabilmekte, ödünç para veren şahıslar, bankalar veya finans kurumu ise alacağını teminat altına almaktadır. Bu aşamada gerek ödünç para alan gerekse banka veya finans kuruluşları için gayrimenkuller üzerinde ipotek tesis edilmesi; Borcun ödenmemesi halinde İcra takibi, ipoteğin paraya çevrilmesi ve uzun süreli icra takiplerini hatasız takip edebilmek için hukuki bilgi, tecrübe ve özen şarttır. Yasal olarak ipotek tesis işlemi ve icra takibi açabilmek için avukatlık hizmeti alma zorunluluğu olmamakla birlikte, işin önemi gereğince şahıslar, bankalar, finans kuruluşları ve kurumsal şirketler, İcra takip işlemlerini avukatlar aracılığı ile yaptırmaktadırlar.

Ayrıca borcun ya da alacağının dayanağı olan sözleşme ve kıymetli evrakların hazırlanışı, sözleşmede doğacak ihtilaflardan dolayı oluşacak uyuşmazlıkların güvenli ve hızlı çözümü, alacakların tahsili veyahut borçtan kurtulma gibi şirketin finansal yapısını doğrudan etkileyecek her türlü hukuki işlemde Avukatlık Hizmeti almak, günümüzde profesyonellik göstergesi değil adeta bir zorunluluk haline gelmiştir.

Gerçekten de hukuk uygulamalarında yaşadığımız tecrübeler bize, karmaşık veya mübayenet arz eden işlemlerde ücret ödemeleri ve ücret talepleri konusunda hukuk bürolarının hukuki bilgileri sayesinde daha spesifik ve daha basit çözümler üretebildiklerini göstermiştir. Bu nedenle alacaklı/borçlu olduğunuz İcra dosya/dosyalarınızın takibi açısından Avukatlık hizmeti almak, hem maddi hem de süre yönünden sizin için daha kazançlı olacaktır.

adana avukat ağır ceza avukatı boşanma ları

HACİZ KONUSUNDA

SIKÇA SORULAN SORULAR

Hangi Mallar Haczedilemez?

Borçlunun yaşamını idame ettirmesi için gerekli olan hiçbir mal haczedilemez. Haciz işlemi, borçlu kişinin gerek iş yaşamı gerekse ev yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için bulunması şart olan malları borçluda bırakmak suretiyle gerçekleştirilir. Bununla beraber, gayrimenkul haczi sadece o gayrimenkul üzerindeki bir borç alacak ilişkisi dâhilinde gerçekleşir.

Haciz İşlemi Ne Şekilde Gerçekleşir?

Yasal olarak gerçekleşmesi zorunlu olan hatırlatma tebliğine ve ihtarnameye borçlu tarafından itiraz edilmediği ya da borcun ilgili süre içinde ödenmediği hallede haciz işlemi başlar.

Haciz işlemi, icra memurunun borçluya ait mallara dair tutanak tutması ile başlar. Eğer aynı maldan iki adet varsa, bu mal haczedilebilir. İcralık malların satışından elde edilen gelir, borçlunun borcundan düşülür ve borçtan daha fazla gelir elde edilirse, bu gelirin kalanı borçluya iade edilir.

İPOTEĞİN İCRA DAİRESİNDE PARAYA ÇEVRİLMESİ

İnşaat ve alacak hukukunun temel taşlarından olan ipotek geniş bir uygulama alanı bulmaktadır. Burada ipotek kimi zaman taşınmazın mülkiyetinin edinilmesi sürecinde yüklenici tarafından, kimi zaman ise alacağını teminat altına almak isteyen kimseler tarafından tapu kütüğüne tescil edilir. Tescili kolay olan bu süreç paraya çevrilme sürecindeyse ciddi bir hukuki prosedüre tabi olmaktadır.

İpoteğin İcra Dairesinde Paraya Çevrilmesi Süreci

Üzerinde ipotek tesis edilmiş olan taşınmazın satışına ilişkin olarak öncelikli olarak yapılması gereken, “Rehnin Paraya Çevrilmesi Yolu İle Takip” başlatılması, takip talebi ve ödeme emrinin borçluya tebliğidir. Bunun sonrasında rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takibin başlatıldığı icra müdürlüğü tarafından İİK md.150/d’ de yer alan hükümler uyarınca satış hazırlıkları başlatılacaktır.

Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takipte taşınmazın satışı, genel haciz takip yolundaki gibi olacağından sadece açık artırma usulü uygulanacaktır. Alan uzmanlık gerektiren bir süreç olması ve teferruatın oldukça fazla olması sebebiyle ipoteğin paraya çevrilmesi sürecinde avukatlık hizmeti almanın bir tercih değil adeta bir zorunluluk haline geldiği uygulamada açıkça görülmektedir.

İpoteğe Konu Taşınmazın Satışı

Herhangi bir borcun teminatı olarak gösterilen taşınmaz ipoteğinde, gerek ilamsız takipler bakımından gerekse ilama dayalı takiplerde, takibin kesinleşmesinden itibaren alacaklının alacağına kavuşması amacı ile ipotek konusu taşınmazın satışını istemesi söz konusu olabilmektedir.

Rehin paraya çevrilmesi yolu ile takipte, üzerinde ipotek tesis edilmiş olan taşınmazın satışı aşamasından önce, alacaklının satış talebinde bulunmasına gerek olmaksızın, takibin başlatıldığı icra dairesi tarafından satış hazırlıklarına başlanması İİK md.150/d ile hüküm altına alınmıştır. İcra müdürlüğü satış hazırlıklarına ilk olarak tapudan kayıt örneklerini ve belediyeden taşınmazın imar durumunu gösteren belgenin talep edilmesi ile başlamaktadır. Bu belgelerin temininden sonra, icra müdürlüğü tarafından söz konusu taşınmazın kıymet takdirinin yapılması için bilirkişiye tevdii edilecektir.

Taşınmaz sadece sadece açık artırma usulü ile satılabilir. Bu kapsamda taşınmazın satışının yapılabilmesi için açık artırmaya hazırlık yapılması da gerekecektir. Kanun koyucu taşınmazın satışı için bazı koşulların gerçekleşmesini aramakla birlikte bunların usulüne uygun yapılmamış olması veya hiç yapılmamış olması şikayet konusu olacak ve takibin iptaline neden olacaktır. Satış hazırlıklarının yapılmasından sonra, artırma ilanında belirtilen gün, yer ve saatte birinci açık artırma gerçekleştirilir. Uygulamada genel olarak elektronik ortamda açık artırmaya katılım söz konusu olmaktadır. Taşınmazın satışı için gerçekleştirilen açık artırmanın da kendisine has usulleri olmakla birlikte, belli koşulların sağlanması durumunda taşınmazın satışının gerçekleşeceği öngörülmektedir. Eğer kanunda öngörülen koşullar sağlanamıyorsa ikinci açık artırma tarihi belirlenecektir. Her iki artırmada da taşınmazın alçısının çıkmaması durumunda veya kanunun belirlediği koşulların gerçekleşmemesi halinde satış talebi kendiliğinden düşecektir.

İpotekli taşınmazın satışına ilişkin olarak yapılan açık artırmada taşınmazın satılması durumunda, en yüksek pey ileri süren kişinin söz konusu bedeli nakden ve peşin para ile on günü geçmemek koşulu ile yatırması aranmaktadır. Taşınmazın satışından elde edilen paranın paylaştırılması bakımından, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takipteki kurallar, genel haciz yolundaki paraların paylaştırılmasına ilişkin usullerdeki gibidir. İpotekli taşınmazdan elde edilen paranın paylaşımına ilişkin genel haciz yolundaki kurallar kıyasen uygulanmakta ise de, genel haciz yolundaki tamamlama haczi usulü rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takipte uygulama alanı bulmayacaktır. Taşınmazın satışından elde edilen paranın paylaştırılması işlemi gerçekleştirildikten sonra, elde edilen gelirin alacaklıların alacağını karşılamamış olması durumunda, alacaklılar talep üzerine icra müdürlüğünden rehin açığı belgesi alabilecektir. Bu belge alacağın elde edilemediğini gösteren bir belge olmakla birlikte, borçluya tekrar ödeme emri göndermeye gerek kalmaksızın diğer mallarına haciz koydurabilme durumunu alacaklıya sağlamaktadır.

İpoteğin Paraya Çevrilmesinde İhale Sürecindeki İncelikler

İhale ipoteğin paraya çevrilmesi sürecini en önemli adımıdır. Burada ihaleye katılacak olan kimselerin alıcı profilinin incelenmesi. İhaleye fesat karıştırılıp karıştırılmadığının denetlenmesi büyük önem taşımaktadır. Satış sonrasında; ipoteğe dair taşınmazda kiracının olması durumunda yapılması gereken işlemelerin başında. Taşınmazda bulunan kimselerin tahliyesi bunların tamamlanması süreç açısından bütünleyicidir. İpoteğe dair taşınmazın tarla olması durumunda ve taşınmazda ekili ürün bulunması halinde ürünlerin kimin olacağı gibi bir çok detay bulunmaktadır.

adana avukat ağır ceza avukatı boşanma ları

İCRA HUKUKU HAKKINDA

SIKÇA SORULAN SORULAR

Borç Nedir?

Borç öncelikle varlığı hukuken kanıtlanmış bir yükümlülüktür. Borç, alacaklının borçludan isteme hakkının olduğu; borçlunun da yerine getirmek zorunda olduğu, “bir tek edimi” içine alan hukuki bir ilişkiyi ifade eder.

Özellikle bizim ülkemizde ticaret hayatı ya da parasal alışveriş tarafların, birbirleriyle maksimum anlayış ve tolerans ilkelerinin işlediği bir ilişki üzerine kurulmaktadır. Alacaklı, borçlu kişinin borcunu ödemesi ile ilgili girdiği gecikme sürecini elbette uzun bir süre anlayışla karşılamakta ve borcun ödenebilmesi için uygun dönemi beklemektedir. Ancak hepimizin bildiği gibi, finansal yapı; tahsilatlar ve ödemeler dengesi sayesinde ayakta kalmaktadır. Zamanında tahsil edilemeyen alacaklar, o işletmenin de ticari hayatını tehlikeye atabilecektir. Tahsil edilmeyen alacaklar, ödenemeyen diğer borçlara yol açacaktır.

Bu yazımız da ilginizi çekebilir;  Tüketici Hukuku

Borç Ne Zaman İcralık Olur?

Bir borcun, icra işlemine konu edilebilmesi için, borcun varlığının yasal olarak ispat edilebilmesi gerekmektedir. Bu ispat sürecinin sonunda alacaklı, borçlusuna konuyla ilgili bir hatırlatma tebliği yollamaktadır. Bu hatırlatma tebliğine süresi dâhilinde cevap alınamadığı takdirde, bu kez borç bilgisi borçluya ihtarname yoluyla hatırlatılır ve borcun ödenmesi beklenir. Bu sürenin sonunda borcun ödenmemesi halinde, borçlunun mal varlığı araştırılır ve borcu tahsile yeterli olan malları haciz işlemi vasıtasıyla devlet güvencesi altına alınır.

Bir Mal İcrada Satılamazsa Ne Olur?

İcra kanalıyla satışa çıkarılan bir malın satılamaması özellikle borçlu için daha büyük bir mağduriyet yaratır. Bu süreçte, borçlunun borcuna faiz işlemeye başlar. Ve malın iadesi asla söz konusu değildir. Borçlu, kendi mallarını ancak borcunu kendi ödemesi halinde geri alabilir.

Özellikle uzayan ihalelerde yani bir malın 2. ya da 3.kez ihaleye çıkması halinde, icraya konu olan malın değeri, her defasında biraz daha düşürülür. Ve bu sürede borca da faiz işlemeye devam eder.

Bedeli düşen malların, daha sonraki ihalelerde satışı gerçekleşse dahi; borcu ödemeye yetmemesi halinde; borç üzerinde yürütülen faiz işlemeye devam eder.

İcra İhaleleri Toplumsal Düzenin Sağlanması Açısından Etik midir?

İcra ihalelerinden mal ya da taşınmaz almak, bir borcun ödenmesine ve hem borçlunun hem de alacaklının mağduriyetinin giderilmesine olanak sağlamaktadır.

Borç ve alacak dengesinin sağlanması hatta işletmelerin kara geçebilmesi açısından zamanında tahsil edilen alacaklar, o işletmeler için hayati önem arz etmektedir. Bu açıdan, tahsil edilemeyen alacaklar en az ödenemeyen borçlar kadar, önce ticari yaşamı sonra da aile yaşamını olumsuz etkiler hale gelebilmektedir. Zamanında tahsil edilemeyen alacakların, icra yoluyla tahsil edilebilmesi hukuki gerçekler ve parasal dengeler göz önüne alındığında toplumsal yaşamı düzenleme açısından büyük önem taşımakta ve fayda sağlamaktadır.

İcra ve haciz işlemleri, mağduriyetin her iki taraf için de; en kısa sürede, en az kayıpla ve en yüksek faydayla giderilmesi üzerine gerçekleşmektedir.

Kısaca İcra ve Haciz işlemleri, borçlu ve alacaklının karşılıklı hassasiyetlerinin ve gerekliliklerinin korunduğu, toplumsal yaşamı güvence altına alan, hukuki ve etik işlemlerdir.

 

ÇEK TAHSİLATI VE KARŞILIKSIZ ÇEK MEVZUATI

Çek; ticari hayatın vazgeçilmez bir ödeme aracıdır. Çek ve çekin mahiyetini her tacirin anlayabileceği bir dilde kaleme almak istedik. Çeki elinde bulunduran kişiye lehtar, Çeki düzenleyen kişiye keşideci, Çekin arkasında imzası bulunan kişilere ise aval (kimi kaynaklarda ciranta) denilir. Ticaret hukukunda kambiyo vasfında olan bu belge bankaya sunulması halinde lehtara çeki yazan bedelin doğrudan ödenmesini bankaya, emretmektedir. Çek üzerinde Kanunen zorunlu olarak bulunması gereken birtakım bilgiler vardır. Bu bilgilerin bulunmaması halinde banka ödemekten geri çekilebilir. Aynı zamanda kanunun aradığı zorunlu unsurların olmaması sebebiyle çekin tahsilinde kanuni zorluklar da meydana gelebilir. Çek üzerinde bulunması gereken zorunlu bilgiler şunlardır:

  • Keşide yeri ve keşide tarihi zorunlu unsurlarındandır.
  • Çekin üzerinde, Lehtara ödenecek bedel sayıyla ve yazıyla yazılması zorunludur.
  • Çekin üzerinde çekin kime ödeneceği mutlaka yazılmalıdır.
  • Çeki düzenleyen keşidecinin adı soyadı ve imza bulunması zorunludur.
  • Çeki ödeyecek olan bankanın bilgilerinin çek üstünde yer alması zorunludur.

Bu unsurların herhangi birini taşımayan çekler kanunen çek sayılmamaktadır.

Elinizdeki Çeki Tahsil Etmek

Elinde çek olan kişi bankaya gider çeki görevliye verir. Sonrasında çekin arkasını ad soyad ve imza atarak ciro yapar. Sonra banka kişiye ödemesini yapar. Eğer çeki tahsil ettiğiniz şube çekin düzenlendiği şube ise masraf ödemezsiniz, değilse masraf ödemek zorundasınız. Masraf bilgisi ile alakalı bankaların takdirleri söz konudur.

Çekin Bankaya Takasa Verilmesi

Süresi gelmeden elinizdeki çeki banka şubesine teslim ederek banka yetkilisi huzurunda bir tutanak ile çek takasa verilir. Takasa verdiğinizde çekin vadesi geldiğinde ödeme çıkar banka ertesi gün sizin paranızı yatırır. Yani burada tek amaç bankaya nakden komisyon ödemeden paranızı bir gün sonra alma mantığıdır.

Süresinde Bankaya Sunulan Çekin Karşılıksız Çıkması

Bankaya süresinde ve kanuna uygun olarak sunulan (ibraz edilen) çek karşılıksız çıkarsa, çek için kanuni yaprak bedeli banka tarafından ibraz edene her halükarda ödenir. Geriye kalan alacak bakiyesi çekin arkasına ciro edilir (yazılır). Çekin lehtarı veya çeki elinde bulunduran(avali), daha önce bankaya sunmuş oldukları bu çeki böylece yetkili icra Müdürlüğünde kambiyo yoluna özgü alacak takibi yoluyla icra takibi yapabilir.

Çekin karşılıksız çıkması durumunda lehtarın mağduriyeti ve bu durumun kanunda tanımlanmış bir suç olması sebebiyle borçlu tarafı savcılığa şikâyet etme hakkı da vardır. Aslında bu olaya ticaretin sekteye uğraması olarak da değerlendirilmektedir. Zira ticari hayatında çekten gelecek nakte göre plan yapan alacaklı, işveren, hak sahibi nasıl nitelendirirseniz öyle söyleyebilirsiniz çekin ödenmemesi durumunda ortaya ciddi bir mağduriyet çıkacaktır.

Karşılıksız Çek’in İcra Takibi Süreci

Çek mağduriyeti yaşayan kişiyi devletimiz kanunları ile koruma altına almıştır. Karşılıksız çek ile karşılaşan kişi hakkını ararken şu haklara sahip olur.

  1. Türk Ticaret Kanunu Gereğince kalacak kısmın yani çek bedelinin %10 fazlası çek tazminatı olarak ödenir.
  2. Türk Ticaret Kanunu gereğince bakiye borç üzerine vade tarihinden itibaren ticari faiz işlemeye başladığı için bu faiz bedeli icra takibi yoluyla istenir. (TTK gereğince 2020 yılı için %15)
  3. Kanunun tanımış olduğu ihtiyati haciz hakkı talep edilebilir. Bu kanun yoluyla borçlunun mal kaçırması veyahut elindeki malları devretmesi ihtimaline karşı, borçlunun mal varlığına ve banka hesaplarına haciz konulması sağlanır. Bu kanun yolunun avantajı bir kaç gün içerisinde kararın alınması ve borçluya tebliğ edilmesine gerek bulunmamasıdır. Böylece kötü niyetli mal kaçırma davranışlarının önüne geçilebilmektedir.

Karşılıksız Çek Verenleri Bekleyen Yasal Zorluklar

Bunların dışında karşılıksız çekte çeki düzenleyen kişiyi bekleyen yaptırımlarda söz konusudur. Bunları sıralayacak olursak;

  • Adli para cezası
  • Hapis cezası
  • Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı gibi yaptırımlar ile kişi karşı karşıya kalmaktadır. Burada para cezası hâkim takdirinde verilirken çek konusunda birden fazla işlemi bulunan kişi hapis cezasına da çarptırılır. Yine bu konu ile karşı karşıya kalan kişi çek hesabı açmak istediğinde bankalardan bu konuda onay alamaz duruma gelir.

Çekin Süresinde Bankaya Sunulmaması Sorunu

Çek üzerinde bulunan keşide tarihini müteakiben 10 gün içerisinde bankaya sunulmalıdır. Düzenleme yerinde 10 gün içerisinde sunulmayan çekler hakkında kambiyo yoluyla takip olanağı kalmamakta, genel hükümler çerçevesinde alacaklı/lehtar icra dairesi kanalıyla hak talep edebilmektedir.

  • Çek, düzenlendiği (keşide edildiği) yerde ödenecekse 10 gün,
  • Düzenlendiği yerden başka bir yerde ödenecekse 1 ay içinde ilgili bankaya ibrazedilmelidir.
  • Düzenleme yeri ile ödeme yeri aynı kıtada ise bir ay ve ayrı kıtalarda ise üç ay içinde ilgili bankaya ibrazedilmelidir.

Çekin Arkasında İmzası Bulunanların Hak ve Sorumlulukları

Çekin arka yüzü aval veren kişi tarafından imzalanırsa bu imzalayan kişi, çeki bir nevi teminat altına almış olur. Böylece çeki elinde bulunduran kişi; lehtar, düzenleyen ve kendinden önceki avallerden (cirantalardan) hak talep edebilecektir. Muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere, çekin yüzüne atılan her imza aval beyanı sayılır.

Çek Kırdırma Durumu

Çek kırdırma son yıllarda çok sayıda duyduğumuz ticari faaliyetlerden bir tanesidir. Çekin kırdırılması genelde artan ihtiyaçlardan ötürü vadesi gelmeden çeki başka bir kişi veya kuruma vererek tahsil etme anlamına gelir. Burada çek üzerinde bir oranda anlaşma yapılarak çeki kıran kişi çeki elinde bulunduran kişiye ödemeyi yapar. %1 ile %8 arasında oranlarda çek kırdırma işlemleri yapılmaktadır. Genelde faktoring firmaları bu yönde çalışma yürütmektedir.

Çek Sorgulama Hizmeti

Özellikle ticari işletmeler adım atarken karşı taraftan aldıkları teminatları sorgulamak isterler. Bu bakımdan özellikle çek konusunda da devletimizin sunduğu bazı işlemler söz konudur. Çekin üzerindeki banka kodu, şube kodu, çek hesap numarası ve sıra numarası gibi bilgilere bakarak çekin piyasada dolaşıp dolaşmadığını tespit edebilirsiniz. Buradan alacağınız bilgilerle de gönül rahatlığı ile işlem yapabilirsiniz.

Çekin İleri Tarihli Verilmesi Bir Sorun Mudur?

Çek ticareti yapanlar daha doğrusu çek ile ticaret hayatında tutunmaya çalışan esnaf veya firmalar, iş karşılığında çek alırken bekleyen en büyük sorunlardan bir tanesi çekin ödeme tarihinin ilerleyen bir tarih olmasıdır. Yani 17.05.2020 tarihinde aldığınız çekin ödeme tarihi 25.08.2020 olabilir. Bu durumda hem yaptığınız işin parasını geç alacaksınız hem de o tarihte birde çek ödenmezse ciddi sıkıntı ortaya çıkacaktır.

adana avukat ağır ceza avukatı boşanma ları

ÇEK HUKUKU HAKKINDA AKLINIZA GELEBİLECEK SORULARA CEVAPLAR

Çek alacaklarında sıkça karşılaşılan teknik soru ve sorunların bazıları şunlardır. İzahı uzun olması sebebiyle kısaca cevaplandırılacaklardır:

Teminat çekleri bankaya ibraz edilirse ne olur? Teminat çekleri icra takibine konulabilir mi? Teminat çekleri bankaya doğrudan sunulursa banka ödemeden imtina edebilir zira bu şarta bağlı bir işlem olarak kayda geçecektir. Teminat çeki hukuki ilişkinin sonucunda verildiği için ancak o hukuki ilişkiden doğan alacak sebebiyle kullanılmaya uygundur. Ancak bu ilişkiyi kanıtlamak için yazılı belge bulunması zorunludur. Bu kapsamda bu çek icra takibine konulabilir ancak bankaca ödemeden imtina olasıdır.

Hatır çekleri bankaya verilebilir mi? Hatır çekleri icra takibine konulabilir mi? Hatır çeklerinin, bir emre yönelik kesilmiş çeklerden herhangi bir farkı yoktur. Bu nedenle bankaya sunulabilir, bedel, alınabilir ve icra takibine konulabilirler.

Şirket tarafından verilen çekte yetkisiz birinin çeki imzalaması durumunda ne olur? Yetkisiz bir kimse tarafından imzalanan çek bütünüyle geçersizdir. Zira şirketlerde imza yetkili kişiler kuruluş aşaması veya ticari faaliyetler esnasında belirlenmiştir. Onların dışında atılan imzaların hükmü yoktur.

Çeki şirket yetkilisinin imzalamaması durumunda nasıl bir hukuki yol izlenir? Genel hükümler çerçevesinde çeki imzalayanın ve aracı olan şirketin hukuki sorumluluğuna gidilip dava açılmalıdır.

Çekin üzerindeki rakam ve yazının tutmaması durumunda hangisi geçerli olacaktır?Böyle bir durumda rakam değil yazı esas alınacaktır. Konu hakkında verilmiş emsal Yargıtay kararları mevcuttur.

Çekte oynama, karalama olması durumunda nasıl hareket edilir? Banka böyle bir durumda ödemeden imtina etme hakkına sahip olabilecektir. Bu durumda çek yeniden düzenlenip eski çekin iptali yoluna gidilmelidir.

Çekte “Ödemeden Men” talimatı nasıl alınır? Çekte ödemeden men sebepleri nelerdir? Men talimatı onlarca gerekçe için verilebilir ancak belli başlı gerekçeler şunlardır; çekin bir suç konusunu içermesi, çekin çalınması, çekin üzerinde imza hatası olması, çekin irade dışı elden çıkması, hata hile, aşırı yararlanma halleri durumlar bu sebeplerden bir kaçıdır. Men kararı bankaya talimatla verilebileceği gibi mahkemeden tedbiren de istenilebilir.

Çekin kaybolması (veya çalınması) durumunda kaybeden tarafın yapması gerekenler ve hakları nelerdir? Borç böyle bir halde sona erer mi? Çekin kaybolması halinde vakit kaybetmeden çek ziyaı davası açılmalı ve çekin taraflarına bu dava ihbar edilmelidir. Çekin kaybolması halinde yazılı delillerin var olması halinde borç sona ermez.

Çek defterinin kaybolması veya çalınması durumunda nasıl bir yol izlenir? Bankadan defterin numarası istenilerek defterin iptali ve gelecek olan çeklerin ödenmemesi için talimat verilir.

Çek alacağında icra takibi nasıl yapılır? Genel olarak anlatacak olursak, çekin vade tarihinden itibaren işleyecek faiz, %10 ek tazminatı ve ana para kalemi yazılarak borçlu tarafa ödeme emri gönderilmek suretiyle açılır. Bu işlem için devletin icra dairelerinin kullanılması zaruridir.

Çekte cirantaların-avallerin rücu hakkı nedir? İş için verilen çekin başka bir kişi veya kuruma devri sonrası çek karşılıksız çıkarsa bu kez cirantaya karşı takip başlatılabilir. Aradaki kişi borcu öderse sonrasında çekin ilk düzenleyicisine rücu hakkına kavuşur. “Ciro silsilesinde herkesin kendinden önce gelene yani keşideciye rücu hakkı olur. Bu konuda ufak bir nüans ise ödemenin icra, banka açıklaması gibi hangi yolla yapıldığı da rücu işleminde dikkate alınmalıdır.

Similar Posts