Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı neticesinde kamu görevine iade edilip edilmeyeceği dilekçe örneği

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı neticesinde kamu görevine iade edilip edilmeyeceği Hakkında Genel Bilgiler

Aşağıda sizin için hazırladığımız hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı neticesinde kamu görevine iade edilip edilmeyeceği dilekçe örneğini görebilirsiniz.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE

                                                                                                          ANKARA

TALEPTE BULUNAN       

VEKİLİ: Av. Gonca AYAS KAMIŞLI & Av. Mehmet KAMIŞLI

KONU  Müvekkilim …………’ın dilekçemize ekli ………. Ağır Ceza Mahkemesinin ……… esas sayılı kararı çerçevesinde, müvekkil hakkında tayin edilen cezanın niteliği ve verilen cezanın şahsileştirilip CMK’nun 231/5. maddesi gereğince “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına” karar verilmesi çerçevesinde, durumunun yeniden değerlendirilerek göreve iade edilip edilmeyeceğine ilişkin istemlerimizdir.

AÇIKLAMALAR

Müvekkil ………… hakkında ………… tarihinde yapılan soruşturma sonucu Suç Örgütüne Bilerek Yardım Etmek Suçu ile ilgili olarak yapılan soruşturma sonucunda açığa alınmış ve bilahare memuriyet görevine son verilmiştir. 

                                                                                                                 …………. Ağır Ceza Mahkemesinde yukarıda esas numarası belirtilen dosyada yapılan yargılama sonucunda;

a-) İddia Makamı …………..tarihli duruşmada vermiş olduğu mütalaasında; müvekkilimin suç örgütüne bilerek yardım etmek suçundan lehe ceza içeren 4422 sayılı yasanın 15. maddesi yollaması ile 765 sayılı TCK’nun 314, 36, 40 maddeleri gereğince cezalandırılması isteminde bulunmuştur.

b-) Müvekkilim ………….emniyette, C.Savcılığında ve yargılama aşamalarında birbirleriyle çelişmeyen anlatımlarından da anlaşılacağı üzere; Özetle; “Hakkında isnat olunan suçlamaları kabul etmiyorum. ………..’da cinayet masasında polis memuru olarak görev yapmaktayım, yargılanın sanıkları bu nedenle tanırım, olay tarihinde aramakta olduğum bir şahsın dostunun bar ve gazinolarda olabileceği bize ihbar edilmişti, bunu araştırmak üzere yanıma iki arkadaşımı alarak ………. Gazinosuna gittim, orada aradığımız şahsı Gazino mesul müdürü ……..’den sordum, o da böyle bir kişinin olmadığını söyledi, o sırada bir masada ……….. ve arkadaşları oturmaktaydılar, aniden bir hareketlenme oldu bar personeli ve ………. ile masasında oturanlar dışarıya çıktılar, bar yetkilisi benden yardım istediği için bende dışarıya çıktım, dışarıda bir kalabalık toplanmıştı bir kargaşalık vardı, ben polis olduğumu söyleyince şahıslar dağılıp gitti, Benim bütün bilgim ve iştirakim bundan ibarettir, İddia edildiği gibi çıkar amaçlı suç örgütü ile işbirliği içine girmedim herhangi bir eylem ve faaliyette bulunmadım suçsuzum” şeklinde açık ve samimi anlatımda bulunmuştur.

c-) Yüksek Bakanlığınızca da bilineceği üzere; 23.01.2008 tarihinde kabul edilen 5728 sayılı kanun (RGT., 08.02.2008- 26781) hükümleri gereği “bu tür suçlardan yargılananlar için 2 yılı aşkın bir ceza talep edilmediği takdirde hükmün açıklanmasının ertelenmesi” kabul edildiğinden ve aynı kanunun geçici 1. maddesi 2. fıkrasında; “Bu kanun yürürlüğe girdiği tarihten önce kesinleşmiş ve infaz edilmekte olan mahkûmiyet kararları hakkında, lehe kanun hükümleri, hükmü veren Mahkemece 13.12.2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin infazı hakkında kanunun 98 ilâ 101. maddeleri dikkate alınmak ve dosya üzerinden inceleme suretiyle belirlenir. Ancak, hükmün konusunun herhangi bir inceleme, araştırma, delil tartışması ve takdir hakkının kullanılmasını gerektirmesi halinde inceleme, duruşma açılmak suretiyle yapılabilir” şeklinde düzenleme getirmiştir.

d-) Bunun yanında; Yüksek Bakanlığınızca da bilineceği üzere;

Modern Ceza Hukuku ve hümanist açıdan düşünüldüğünde; yeni Türk Ceza Yasası, içinde yaşadığımız toplumun korunması yanında, suçlunun da ıslahına yönelen yaptırımların varlığının kabulüne yönelmiş, alışılmış şekliyle klasik ve geleneksel olarak, giderek Dünya insanlığının  kabul ettiği “ceza kavramı” yanında, “suçlunun kişiliğine uygun önlemlerin uygulanması” görüşüne de, yeni yasada yer vermiştir.

e-) Bu bağlamda; Yerel Mahkeme ……… Ağır Ceza Mahkemesi 12.02.2009 tarihinde vermiş olduğu kararla müvekkil …………. hakkında “Sanıkların sabıkasız oluşları, herhangi bir zararın doğmamış olması ve yargılama sürecinde gözlemlenen  olumlu davranışları nazara alındığında tekrar suç işlemekten çekineceklerine dair Mahkememize olumlu kanaat oluştuğundan CMK’nun 231/5. maddesi gereğince Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına, sanıkların 5 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulmasına, denetim süresinde sanıklara bir yükümlülük yüklenmesine takdiren yer olmadığına, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine uygun davranıldığı takdirde açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılıp davanın düşmesi kararı verileceğinden, aksi halde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine aykırı davranılması halinde hükmün açıklanacağının” yapılacağı bağlamında nihai karar verilmiştir.

f-) Bu çerçevede müvekkilim ……………….’a verilen cezanın sonucu açıklanmamış bir ceza olması yanında, sabıkaya da esas değildir.

Yukarıda yapmış olduğumuz açıklamalarımız Yüksek Bakanlığınızca değerlendirilerek müvekkilim …………….’ın göreve iade edilip edilemeyeceği konusunda, Bilgi Edinme Yasası ve Avukatlık Yasası çerçevesinde yazımızın yanıtlanmasını dilerim.

Arz olunur  Saygılarımla.

Talepte Bulunan Vekilleri

Av. Gonca AYAS KAMIŞLI & Av. Mehmet KAMIŞLI

(E-İMZA)